odayı çalışmışlar ortaya ne çıkmış diye merak edenler için
yapılanlar edilenler kısa bir süre daha orada olacak.
ama biz orada olmayacağız...
ben buradan mürüvvet ve marijn'a,
projenin asistanlığını canla yürüten didem'e,
çalış odayı sürecine müdahil olarak katılanlara, duyup gelip bizimle mekanı ve süreci deneyimleyenlere
çok teşekkür ediyorum.
ama en bi teşekkür tabii ki GON halkına (emre, özge, ümit), uğur bey'e, seda'ya , burçin'e.
unutmadan kapanış gösterimimize ev sahipliği yapan urban cafe'den ergun bey'e, projektör desteği için fulya'ya, kamera ve tripod desteği için antonio'ya da teşekkür.
bu arada bloga malzeme yüklemeye devam.
tabii ki.
kapanış notu
ovul d Saturday, September 13, 2008 0 comments
marijn's solo exhibition in amsterdam at SMBA
From mid-September the exhibition space at Stedelijk Museum Bureau Amsterdam will be annexed by the work of Marijn van Kreij. Large wall paintings, combined with drawings in various formats and styles, transform the space into a colourful, anarchistic interplay of diverse artistic forms. Central aspects of Van Kreij’s work such as appropriation, copying, citation and redefining return in this powerful three-dimensional installation which is begin staged by the artist himself under the title ‘Tomorrow is Humourless.’
Van Kreij’s art production includes drawings, paintings, photographs, objects and videos that often refer to the popular and mass culture of the 20th and 21st century. Using written and drawn symbols and forms, he shows us a world in which playfulness prevails and rules are made to be broken. One of his points of departure is the denial of any difference between the expressive power of images and words. That reveals itself in wall paintings of text fragments or drawings that at the same time appear to be notes. Examples of this can be found in the publication Marijn van Kreij - O Let it Be (2008).
Marijn van Kreij (Netherlands, b. 1978) graduated from the St. Joost Art Academy, Breda, in 2003 and in 2005/2006 worked at the Rijksakademie van Beeldende Kunsten, Amsterdam. Among the awards he has received was the basic prize of the Prix de Rome, Drawings/Graphics in 2004. In 2006 he received the Uriôt Prize, which enabled him to realise his publication Marijn van Kreij - O Let It Be (Drawings, photographs and collages) in 2008. In 2007 Van Kreij’s work was also to be seen in the Stedelijk Museum Amsterdam as part of Drawing Typologies (Proposals for Municipal Art Acquisitions).
More information about Van Kreij and his work can be found at www.marijnvankreij.nl.
ovul d 0 comments
son gün
son gün. basak şenova'nin bize bir önceki gün yönelttigi metodoloji sorularından sonra can altay ve marijn van kreij'le birlikte orada olan herkesin içine sinen sorulu tartışmalı bir "açık masa" geçirdik.
güzel bir düet oldu, birbirinden farklı üretimleri iletişim, biriktirme, dönüştürme, gündelikle uğrasma noktalarında birbirine teğet geçti.
can spike island'da ve bethanien'de yaptığı rezidanslarda ürettiklerini de göstererek bize bugüne gelen bir üretim döngüsü çizdi.
kendisine türkiye'deki güncel sanatta kendisini nerede gördüğünü de sordum.
marijn bugün dördüncü fanzinini de yapip gon'a bir kartpostal bıraktıktan sonra bugün amsterdam'a dönmek üzere yola çıktı. dünkü açık masa'dan sonra neden ben, diye sordu.
calış odayı gibi kendine soru soran bir projede esas kıymetli olan potansiyeli olan farklı dilde biriyle calışarak -burada bu kişi sensin- bu deneyin sana farklı bir açılım getirip getirmediğini de görmek diye cevap verdim. sadece ingilizce konuşarak iletiştiğin bir ortamda böyle bir deneyime katılarak da gözü karalığını gösterdin diye ekledim.
bugün
selim birsel ulakla mekan mudahalesini yolladi. bugun o da yerlesecek. sonuna kadar mesai, sonra da ağzımız tatlanarak bitirmek için urban cafe'de tenten istanbul'da filmi.
ovul d Thursday, September 11, 2008 0 comments
Tenten ve Altin Post
4 Eylul'de GON cizgi roman dukkaninda baslayan Calis Odayi 11 Eylul Persembe aksami (yarin) Tenten'in efsanevi Istanbul macerasi Tenten ve Altın Post (Tintin et le mystére de la Toison d'or, 1961) gösterimiyle son bulacak. Tenten ve Kaptan Haddock'un Haddock'a miras kalan tekneyi almak icin Istanbul'a geldikleri filmde Ulvi Uraz ve Dario Moreno da oynuyor.
______________________________
Work the Room - which started on 4th September at GON comic book store in Galatasaray- is ending with Tenten's legendary Istanbul adventure's film Tintin and the Golden Fleece (Tintin et le mystère de la Toison d'Or, 1961) on 11th September evening (tomorrow). Tintin (Jean-Pierre Talbot) and Captain Haddock (Georges Wilson) comes to Istanbul to pick up a boat that Haddock inherits, Ulvi Uraz and Dario Moreno accompanies them.
Tomorrow evening at 21:30 pm at Urban Cafe with a DJ set. For those who grew up with Tintin, for who didn't have the chance to see this film, for who's curious..
ovul d Wednesday, September 10, 2008 0 comments
ek
mehmet dere'nin "çalış odayı" için gerçekleştirdiği "kan değil süt"ü
dere'nin kendi gözünden görmek için
derece.blogspot.com
o kadar işinin arasında zaman ayırıp geldiği için bir kere daha teşekkür dere'ye.
bu hafta çalış odayı feat. caner aslan
öbür taraftan
anket fikri evriliyor, marijn yeni bir zine hazırlıyor...
ovul d Sunday, September 7, 2008 0 comments
hafta başı
Başak Şenova'yla Mekan Sorgulaması
Küratör Başak Şenova Çalış Odayı sürecine "mekan sorgulaması"yla müdahil oluyor.
10 Eylül Çarşamba, 18:00
Açık Masa yeniden çalışıyor
Mürüvvet Türkyılmaz insiyatifindeki Açık Masa, küratörlüğünü Övül Durmuşoğlu'nun üstlendiği Çalış Odayı projesi kapsamında Can Altay (İstanbul) ve Marijn van Kreij'i (Amsterdam) bir araya getiriyor. İki sanatçı kendi dönemlerine tanıklık etmiş katılımcıları da masaya davet ederek, işlerini tartışmaya açacaklar.
Konuşmalar Türkçe ve İngilizce gerçekleşecektir.
________________________________________________________________________________________________________________
Work the Room process continues with new participations in GON comic book store.
New updates can be followed on http://worktheroomproject.blogspot.com
9th September Tuesday, 18:00 pm- 19:00 pm
Questioning the Space with Basak Senova
Curator Başak Şenova intervenes into Work the Room process by questioning the space.
10th September Wednesday, 18:00 pm
Açık Masa (Open Table) starts to work again
Initiated by Mürüvvet Türkyılmaz, Açık Masa brings together Can Altay (İstanbul) and Marijn van Kreij (Amsterdam) in the context of Work the Room curated by Övül Durmuşoğlu. The artists will discuss their work by inviting other participants -who witnessed their artistic process- to the table.
The talks are in Turkish and English.
worktheroomproject@gmail.com
Adres:
GON
Yeni Çarşı Caddesi No:34/A
Telefon: +90 212 245 98 20
ovul d 0 comments
iç kolayı çalış odayı
burçin bana bugün manili, mesajlı kola yollamış, "iç kolayı, çalış odayı".
gon'da üçüncü günün sonundayız.
bu kadar renkli ve yoğun görsel malzemeden beslenerek.
müşterisini gözleyerek, iletişim kanalı açmaya çalışarak.
bu arada misafirlerimiz de geliyor sürekli.
konuşun, yorum yapın, kırın sekteye uğratın diyorum.
kendi davet ettiğim katılımcılar dışında herhangi bir reaksiyon almadık, henüz.
kimse bu kadar açık bir davete alışkın değil galiba.
üretim tarafında marijn atölyesini gözler önüne açarken zorlandığını söylüyor, mekana sızmayı denerken cesareti her gün artıyor.
mürüvvet gon içinde kendi kişisel mitolojisini oluştururken etraftaki yoğun malzemenin arasında da göze çarpacak çözümler üretmeyi deniyor.
BIG not in size but in function.
bugünkü sorulardan biri müşterilerle iletişim kurmak için mürüvvet ve marijn'ın hazırladıkları anketti.
neler sorulabileceği üzerine kafa patlatırken etrafında döndüğümüz temel mesele:
izleyiciyle nasıl ilişki kurmalı? ilişki kurmak için izleyiciyle özdeşleşmek gerekir mi?
gon'un görsel farkındalığı gelişmiş bir kitlesi var.
çizgi roman da güncel sanat da bir nevi görsel uzmanlık alanları.
bu gelişmişliği nasıl kurcalamalı?
bunları düşünürken süreç bir yandan ilerliyor.
aynı anda düşünüp iletişip tepki göstermeye çalışıyoruz.
haliyle yoruluyor kafalar.
mehmet dere'nin ilk günkü "kan değil süt!"müdahalesi adnan'ın keloğlan konuşması üzerine
cuk oturdu. çünkü o sabah keloğlan'ın sosyo-psikolojik analizinden başlayıp bugünkü karakterlere kadar gelirken sünger bob'un çocuklar için mi büyükler için mi olduğunu sormadan geçmemiştik. marijn ve mehmet'in o gün dil engeline rağmen kurduğu iletişim gözlediğim kadarıyla marijn'in yaptıklarını etkiledi.
bana gelirsek: i'm the bad cop. sürekli konuşuyorum, dürtüyorum.
bugünkü müdahalem data recovery'den kendi arşivim için aldığım iş kartlarından bazılarını mekana yerleştirmekti.
hepimize düşünme egzersizi: beyaz küp dışındayken beyaz küp alışkanlıklarımızın ne kadarını geride bırakabiliyoruz?
merak edenlere: yorgun ama mutluyum. saat dokuz. dükkanı kapatıyoruz bugünlük. arkası yarın.
ovul d Saturday, September 6, 2008 0 comments